Ramazan’da kalp sıhhatini korumak için 10 değerli uyarı!
Toplumdaki yaygın inanışın bilakis önemli kalp hastalıkları dışında kalp hastalarının oruç tutmalarında bir sakınca görülmüyor. Çünkü, yapılan araştırmalara nazaran; oruç tutan hastalarda kalp krizi riskinde artış saptanmazken, kan şekeri ve kolesterol düzeylerinde düzelmenin yanı sıra tansiyon bedellerinde de düşme tespit edilmiş. Lakin, uzun saatler boyunca aç ve susuz kaldıktan sonra yapılan kimi kusurlar kalp hastalarında önemli sıkıntılar gelişmesine neden olabiliyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, bu nedenle kalp ve damar hastalarının oruç tutarken hekimlerinin tekliflerine harfiyen uymaları gerektiğine dikkat çekerek, “Ritim bozukluğu, kan basıncında ani yükselmeye bağlı gelişen felç ile kalp krizi, oruç tutarken beslenmelerine ve günlük ömür alışkanlıklarına dikkat etmeyen kalp ve damar hastalarında sıkça görülen problemleri oluşturmaktadır. Münasebetiyle hastaların ilaçlarını sistemli olarak kullanmaları, yanlışlı beslenme alışkanlıklarından kaçınmaları ve bedenlerini fazla yormamaları yaşamsal ehemmiyet taşımaktadır” diyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, Ramazan’da kalp sıhhati için dikkat edilmesi gereken 10 kuralı anlattı; değerli teklifler ve ikazlarda bulundu!
Sahursuz oruç tutmayın
Ramazan’da uykusuz kalacağımız korkusuyla sahuru çoğunlukla ihmal ediyoruz. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, meğer gün içerisinde bize güç veren ve ayakta tutan öğünün sahur olduğunu belirterek, “Sadece iftarla tek öğün oruç tutanlarda metabolizma yavaşlar ve bu durum kilo alımıyla sonuçlanabilir. Hasebiyle sahura kesinlikle kalkılmalı ve tok tutacak bir öğün tercih edilmelidir. Tam buğday ekmeğine tost, 1 adet haşlanmış yumurta, 9-10 zeytin, 1 dilim az yağlı peynir, 3-4 adet ceviz, domates, salatalık, roka ve avokado salatası, 1 tatlı kaşığı bal ve 2 bardak su örnek bir sahur menüsü olabilir” diyor.
İftar öncesinde ve sonrasında yürüyüş yapın
Ramazan’da çoğunlukla antrenman yapmaya orta veriyor ve daha az hareket ediyoruz. Meğer hareket etmek kalp ve damar sıhhatinin yanı sıra tüm beden sıhhati için kıymetli. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, iftar öncesinde yapacağımız 30 dakikalık yürüyüşün metabolizmamızı hızlandırdığını vurgulayarak, “Yürüyüş bedeni iftara hazırlar, sindirim ve uykuyu dayanaklar. Ayrıyeten iftar sonrasında yapılacak olan 15-20 dakikalık yürüyüşle günlük hareket gayesine ulaşılmış olunur” diyor.
İftar yemeğinde çok su içmeyin
Susuzluk çoğumuzu oruç tutarken zorlayan bir durum. Münasebetiyle iftar yemeğinde çok su tüketebiliyoruz. Fakat dikkat! Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, suyu iftar yemeğinin sonunda içmemiz gerektiğine dikkat çekerek, “Bazen bireyler yarım litre suyla iftar açabiliyorlar. Bu durum mide asiditesini azaltarak sindirimi zorlaştırabilmekte, bunun sonucunda karın ağrısı ve şişkinliği üzere sıkıntılar gelişebilmektedir. Hasebiyle teklifimiz, yarım bardak suyla iftar açılması ve kalan suyun iftar sonunda içilmesidir” diyor. Beden susuz kaldığında ritim bozukluğu ve tansiyonun düşmesi üzere değerli sıkıntılar gelişebileceğini ve kalp krizi ile felç riskinin de artacağını vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Karabulut, sağlığı riske atmamak için iftardan başlayarak sahura kadar kesinlikle 1.5 litre su (8-10 bardak) tüketmek gerektiğini söylüyor.
Sigara ile iftar açmayın
Kalp ve genel sıhhatiniz için sigara kullanmayın ve içilen ortamlarda da bulunmayın. Ramazan, sigarayı bırakmanız için çok güzel bir fırsat aslında. “Ancak bu alışkanlığınız devam ediyorsa, iftarı sigara ile açmayın, iftar sonrasında peş peşe sigara içiminden de kaçının” ihtarında bulunan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Karabulut, “Sigara, damarlar üzerinde direkt oluşturduğu toksik tesirle yüksek tansiyon ve kalp krizini tetikleyebilir” diye konuşuyor.
İftarı yavaş yapın
Kalp sıhhatiniz için dikkat etmeniz gereken bir diğer değerli nokta ise iftarda yemeği süratli tüketmemek olmalı. Zira besinlerin süratli tüketimi; hazımsızlık, şişkinlik, çarpıntı ve tansiyon yükselmesi üzere problemlere neden olabiliyor. İftarı yarım bardak suyla açıp, sonrasında çorba ve salata tüketmek midenizi zorlamayacaktır. Ana yemekte besinleri 10-20 defa çiğnedikten sonra yutmanız ise sindirimi rahatlatacaktır. İftar yemeğini bir porsiyon meyve yahut sağlıklı tatlıyla sonlandırabilirsiniz.
İftar sonrasında tekrar yemek yemeyin
Ramazan’da iftar öğününden sonra yatıncaya kadar bir şeyler yemek sıkça yaptığımız yanlışlardan. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, iftardan sonra yemeğe devam etmenin uyku sistemini bozacağına ve mide reflüsüne yol açacağına işaret ederek, “Ayrıca sahur yapma isteğini de baskılayacaktır. Bu nedenle meyveyi yahut tatlıyı iftar yemeğinden sonraki saat içerisinde tüketmek, sonrasında bir şey yememek sağlıklı bir yaklaşım olacaktır” diye konuşuyor.
Meyve yahut sütlü tatlıları tercih edin
Şerbetli tatlı tüketimi Ramazan’da artış gösteriyor. Lakin bilhassa ağır iftar sofralarında orta verilmeden yenilen tatlılar mide ve kalp hastalıklarını tetikleyebiliyor. Bunun nedeni ise şerbetli tatlıların hem ağır kalori içermeleri, hem de iftar sonrasında mideye ve sindirime ek yük oluşturmaları. Bunun sonucunda kan şekerinde dalgalanmalar, kanda yoğunlaşma gelişebiliyor. Bunların yanı sıra insülin salınımını kamçılayarak daha çabuk acıkmaya da yol açıyor. Bu nedenle tatlıyı kısıtlamalı ve iftardan sonraki saat içerisinde tüketmelisiniz. Ayrıyeten şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar ya da meyveyi tercih etmeli, şerbetli tatlı tüketecekseniz tadımlık olarak tek bir dilimde bırakmalısınız.
Öğlenleri bir saat uyuyun
Ramazan’da uyku sistemi biraz bozulabiliyor ve uykusuzluk sorunu yaşanabiliyor. Prof. Dr. Ahmet Karabulut, uykusuzluğun gün içerisinde gerginlik, çarpıntı ve tansiyon yüksekliğine neden olabileceğine işaret ederek, “Dolayısıyla bedenimizin gereksinimi olan 7 saatlik kaliteli ve dinlendirici uykuyu sağlayabilmek için yatış saati erkene çekilebilir. Ayrıyeten öğlenden sonra bir saati aşmamak kaydıyla gündüz uykusu desteği yapılabilir. Gece uykusunu olumsuz etkileyeceği için gündüz uzun müddet uyumaktan kaçınmak ise çok önemlidir” bilgisini veriyor.
İlaç kullanımını bırakmayın
Kalp hastalarında ilaç tertibinin oruç saatlerine uyacak halde yine düzenlenmesi ve ilaç kullanımının bırakılmaması büyük bir ehemmiyete sahip. Aksi halde ilaçlar ile ilgili yan tesirler ya da aktiflik kaybı izlenebilir. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Karabulut, kalp ve damar hastalıklarında ilaç sisteminin bireyden şahsa farklılık gösterdiğini belirterek, kelamlarına şöyle devam ediyor: “Bazı ilaçlar günde 1 sefer, kimileri ise günde 2-3 defa alınabilir. Oruç sürecinde tansiyon düşeceği için tansiyon ilaçlarının dozunda yine ayarlama yapılması gerekebilir. İdrar söktürücü ilaçlar susuzluğu arttıracağı için bu periyotta ilaçlara orta verilmesi tabip kararı ile düşünülebilir.”
Ziyafet sofralarından uzak durun
Ramazan, mideyi dinlendirme ve mideyi küçültme ayıdır. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, münasebetiyle mide sonlarını zorlayan ziyafet sofralarından kaçınmak gerektiğini belirterek, “Zira midenin tıka basa doldurulduğu iftar yemekleri ekseriyetle hazımsızlık, çarpıntı ve tansiyon yükselmesiyle sonlanmaktadır. Ayrıyeten, bilhassa ziyafetlerde fazla tüketilen şerbetlere de dikkat etmek gerekir. Bu şerbetlerde aroma ve şeker oranları yüksektir. Tercih edilecek içecek su, maden suyu ve ayran olmalıdır. Ayrıyeten fazla ölçüde çay ve kahve, tüketimi de bedenden su atılımını ve kalpte çarpıntıyı tetikleyebilmektedir. Münasebetiyle çay ve kahveyi iftar sonrasında 2 bardak yahut 1 fincan ile sonlandırmak da önemlidir” ikazında bulunuyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı